1 Ekim 2013 Salı

ianna dumuzi

Sümerlerde bütün tanrılar arasında öne çıkan ve asırlar boyu diğer mitolojilere esin kaynağı olan, yazmayı, okumayı, aşkı, sevgiyi öğreten İnanna’yı, kil tabletlere kazınıp fırınlanarak günümüze kadar ulaşan Sümer anlatılarından izliyoruz.
İnanna ay tanrısının kızı, aşk, bereket ve savaş tanrıçası. Ama insana da yakın bir tanrıça, bekaretini basit bir bahçıvana kaptırıyor: 
Bir gün, bitki bitmeyen bahçesine gölge veren ağaçlar dikerek yeşilin bin türüne kavuşan Şakullina’nın güzel bahçesinde İnanna uykuya dalıyor. Şakullina aşk tanrıçasının güzelliğine kapılıp ona tecavüz ediyor. 
İnanna başına gelenleri anlayınca kızgınlığından ülkeye üç felaket salıyor, bağlar bahçeler kan içiyor, yıkıcı fırtınalar esiyor. 
  
O zaman kadın vulvasının yüzünden ne kötülükler etti
İnana vulvasının yüzünden neler yaptı,
diye anlatıyor yazıtlar.
Bilgelik tanrısı Enlil suçluyu bulup tanrıçaya teslim ediyor, Tanrıça da Şakullina’nın adını şarkılarında yaşatacağına söz verdikten sonra onu öldürüyor. (Zira Sümerlilerde bekaret çok önemliydi ve zorla tecavüz cezalandırılıyordu).
İnanna’ya iki kişi talip oluyor, biri çiftçi Enkimdu, biri de çoban kral Dumuzi (Temmuz). Tanrıçanın önce çiftçiye gönlü kaysa da sonradan kardeşi güneş tanrısı Utu tarafından ikna ediliyor:
Ey İnanna çoban Dumuzi seninle evlensin  
Ey mücevherler ve değerli taşlarla donanmış olan sen niye gönülsüzsün 
İyi kaymağını seninle yiyecek
Böylece Sümerli şairler seksi tanrıçalarını ülkenin ilk krallarından Dumuzi ile evlendirmiş daha sonra da onu çoban tanrısına dönüştürmüşler.
İnanna evlendikten sonra, yeraltında her geçitte bir giysisini bırakarak kızkardeşi Ereşkigal’i ziyarete gidiyor, ancak ölüler diyarından çıkması kolay olmayacaktır, yerine birini bırakması gerekir.
Yeryüzünde yerine bırakacağı kişiyi ararken Dumuzi’yi gönül eğlendirirken görünce çılgına dönüp yer altı dünyasına kocasını gönderiyor. Ama kralın kız kardeşi, Dumuzi’nin yerine yılın yarısında yeraltında geçirmeyi kabul ediyor.
İşte böylece her yılın bahar aylarında İnanna ve Dumuzi birbirlerine kavuşuyorlar. Bu kavuşma sırasında tapınakta tanrıçayı baş rahibe, tanrıyı da kral temsil ediyor ve kutsal törende kral ve tanrıça herkesin önünde sevişerek birbirlerinin oluyorlar.
Sümer panteonunda üç tanrı öne çıkıyor, EnkiEnlil ve İnana.  
Enki uygarlığın kurucusu, bilimin ve zanaatın ustasıdır. Ama İnanna, Enki’nin bilgeliğini ve gücünü elinden almakta kararlı. Eninde sonunda ulaşılmaz tanrının kenti Eridu’da kendisini yemeğe davet ettirmeyi başarıyor. Yemekte cazibesini kullanarak şarabın da etkisiyle Enki’yi ikna edip elindeki tüm bilgileri alıyor.
“Kudretim adına, kudretim adına
Kutsal İnanna’ya, kızıma, … 
armağan edeceğim,
Efendiliği, tanrılığı, 
yüce ve sonsuz tacı, krallık tahtını.
Kutsal İnanna aldı onları.
“kudretim adına, kudretim adına,
kutsal İnanna’ya, 
kızıma armağan edeceğim, 
Yüce saltanatı, asayı, 
yüce tahtı, çobanlığı, krallığı
Kutsal İnanna aldı onları.
Enki şarabın da etkisiyle sızıp kalınca da tanrıça gök gemisiyle kentine dönüyor. Tanrı Enki neden sonra kendine gelip verdiklerini geri almak istese de artık iş işten geçmiştir, tanrıça zaferle kentine dönüyor. 
Böylece uygarlık, sanat ve bilimin sırları da Uruk’a geçiyor. Bundan sonrası Sümerlerin altın çağıdır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder